DOLAR 32,3451
EURO 35,1132
ALTIN 2.307,40
BIST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
K.Maraş 22°C
Az Bulutlu
K.Maraş
22°C
Az Bulutlu
Cum 27°C
Cts 27°C
Paz 28°C
Pts 28°C

'Büyümenin yatırımlara dönüşmesi lazım'

'Büyümenin yatırımlara dönüşmesi lazım'
26.09.2017
275
A+
A-

İstanbul Sanayi Odası, her yıl düzenlediği geleneksel Anadolu illeri ziyaretlerini bu kez Trabzon iline gerçekleştirdi.

Birçok iş insanının katıldığı gezide İstanbul Sanayi Odası(İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan ve İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay gazetecilere açıklamalarda bulundu.

İSO Başkanı Bahçıvan, “Sanayi ve ihracat büyümeyi fevkalade destekledi. Eylüldeki genel göstergeler üçüncü çeyreğin de çok güçlü olacağını gösteriyor. Bu başarının devam edebilmesi için, 2018’e şimdiden çok iyi hazırlanmak, özel sektörel kamunun bu konudaki çalışmalarını çok güçlü yapıp 2018’i güçlü bir şekilde karşılamak gerekiyor” dedi.

“Büyümenin yatırımlara dönüşmesi lazım”

“Büyümeye rağmen neden yatırımlar?” artmıyor sorusuna Erdal Bahçıvan, jeopolitik riskler, teşviklerin pratiğe geçirilememesi, faizin yüksek olması ve dış finansman noktasında yaşanan zorluklara bağlı olduğunu belirtti.

Aynı soruya İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise şöyle cevap verdi: “Ürün miksini değiştirmek amaçlı yapılan yatırımlar var, kapasite artırıcı yatırımlar olmayabilir bunlar, daha çok ayakta kalabilmek adına mecburen sanayicinin yapması gereken yeni kabiliyetleri kazanması için gerekli yatırımlar” diye konuştu.

“KGF’de devletin almış olduğu risk 100-200 milyar değil”

Kredi Garanti Fonu’nu “2017’nin muhteşem bir inovasyonu” olarak niteleyen Bahçıvan, “Hakikaten hiç mütevazı bir kelimeyle hiç sloganlaştırmayalım, “muhteşem” oraya çok net oturuyor. KGF bir teminat kaldıracı görevi gördü. Reel sektörle finans kesimi arasındaki oluşan ve giderek de artması çok muhtemel bir stresi önledi” şeklinde konuştu.

Erdal Bahçıvan, KGF ile devletin almış olduğu riskin ise bazı çevrelerde söylendiği gibi 100-200 milyar değil, 25 milyarın doların bile altında olduğunu belirtti.

Bahçıvan, KGF’nin geleceğiyle ilgili ise fikrini şu şekilde açıkladı: “Bundan sonra KGF’ye artık nitelik kazandıracak ve uzun vadeli bir ekonomik büyüme, nitelikli büyüme politikasına destek verecek bir dönüşüme geçirmek lazım. Ben KGF sisteminin artık kaldırılmasının asla tartışılmayacağını ama çok farklı buluşlarla önümüzdeki yıllara dönük, rüya yatırımları gerçekleştirmede önümüzdeki dönemde çok önemli rol oynayacak.”

Okyay ise Kredi Garanti Fonu ile ilgili şunları söyledi;

“KGF ekonomide tabii çok bir hareket getirdi. Bu tür desteklerin, orta ve uzun vadeli şeyleri de hedeflemesi lazım ki kalıcı olsun. Ne olursa olsun Türkiye’nin getirisi yüksek. Yani para piyasaları sonuçta netice itibarıyla nereden kazanıyorsa oraya geliyor ama bu daha çok sıcak para. Bizim ihtiyacımız olan dönüşüme kaynak getirmek”

“Almanya, Türkiye pazarını kaybedecek katı bir tutuma gireceğini düşünmüyorum”

Almanya ile yaşanan gerginliğe de değinen Bahçıvan, “Türkiye, geriliminin biraz seçim malzemesi olarak kullanıldığından endişeliyim. Umuyorum ki seçimlerden sonra aklıselim orada da galip gelir. Yani Türkiye-Almanya ilişkileri hakikaten çok köklü ekonomik, çok köklü bireysel, çok köklü kurumsal boyutlu ilişkiler. Bu gerginlik döneminin inşallah onlardaki seçimlerden sonra daha yumuşayacağını ve aklıselimin ben galip geleceğini düşünüyorum. Ama şu anda ekonomik anlamda bariz bir etkisini biz görmüyoruz. Almanya’dan yapıla ithalatta veya Almanya’ya yapılan ihracatta bu konuda çok bariz bir olumsuz etki yok. Nitekim büyük projelerde görmekteyiz. Almanya Türkiye’nin dinamizmini ve pazarını ben çok kolay kaybedecek noktasında bir katı tutuma gireceğini düşünmüyorum” şeklinde konuştu.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.